1 Mart 2012 Perşembe

Anıları toparlamak,geçmişi net hatırlamak kolay olmuyor


(Engin Bozdağ)


Sevgili Bülent, anıları toparlamak,geçmişi net hatırlamak kolay olmuyor.Zaten genç arkadaşlarımız da devreye girmeye başladılar.Onlardan daha fazla katılım,destek ve anılarını bekliyoruz.Turan Ersin'e tren anıları için teşekkür eder ve hoşgeldin derken;tatlı üslubuyla anılarına devamını dilerim.Yasemin Kubaç,İlknurYağmur,Jale Aktaş,Aysim Esra ve Cemile Korlu arkadaşlara da aramıza hoşgeldiniz diyorum.

Turan Ersin'in tren anıları bana trenli yıllarımızı hatırlattı.Tren Yeşilşköy ve Yeşilköylü'nün hayatında çok önem taşımıştı zamanında.Zaten tek ulaşım aracı da trendi.

Otobüs seferleri hatırladığım doğru ise l968'lerde başlamıştı.Otomobil ise zaten çok azdı .Hele kışın istasyon caddesinden saatte üç beş araba zor geçerdi.Yeşilköy lisesi'ne l970 yılında lise ikinci sınıfa,Rahmi Ballık ve Doğan Yıldırımla beraber transfer olmadan önce;Pertevniyal Lisesi'ne trenle gidip gelirdim.Çiroz'daki evle istasyon arası yürüyerek gidiş gelişlerde bazen 15-20 köpeklik sürülerle karşılaşıp,tabanları yağlamak ta mukadderdi.Tren yolculukları ve yolcuları ilginçti.Çok ilginç ve müdavim tipler vardı.Şimdiki gibi kap kaç,saldırı filan da yoktu.Gece son trenlerde bile rahat,korkusuz seyahat edilirdi.Ufak çaplı serserilikler olurdu ki,bunlar dahi halk tarafından hoşgörüyle karşılanır,bir yolculuk eğlencesi olarak algılanır,aşırı kaçarsa ikaz edilir,gençlerde söz dinler ve susarlardı.Bizim dahi Cüneyt,Önder,Akgün,Ustura Turgut,Can Sav,Yeşilyurtlu Kaleci Uçan Manda Kosta vd. arkadaşlarla trenlerde hafif ve tatlı serseriliklerimiz olmuştur.Bulgar'ın Yerinden 2-2,5 liraya büyük rakı şişeşine doldurttuğumuz açık şaraplarımızla birlikte Alicum'dan aldığımız ekmek arası köfteleri ,Rönepark'ta taam eyledikten sonra:Trene biner(Genelde 3.mevkinin bagaj bölümüne) yanımıza aldığımız teypten müzik dinleyerek bir Sirkeci yapar ve dönerdik.Bu seyahatlerin çoğunda trenin ilginç tplerinden biri olan ''Kasaba'nın Şerifi'' ile karşılaşırdık. Sohbet ederdik te şimdi kimdi,neydi ayrıntı hatırlamıyorum.O ismi kendimi bulmuştu,bizler veya başkaları mı takmıştı.Ayağında çizmeleri,bazen başında şapkası TCDDY'rının sahibi gibi,kompartmana kurulur,ayak ayak üstüne atar,çizmesinin yan duran topuğunun kenarında bazen bir şarap bardağı öyle otururdu.Romanya'lı Senkal Hodoğlu ve Yeni Zellandalı Kobra_Doktor daha detaylı hatırlayabilir,yazarlarsa sevinirim.



Röneparkta'ki şarap gecelerimizin sonunda en büyük keyfimiz parkın hemen karşısında oturan Cengizhan'ın evinin önüne ,veya İgor Hikmet'in Anafarta Sk.taki evine gidip onları aşağı çağırmaktı.Gecenin ileri saatlerine ister istemez denk gelip; sesimiz de -tabii ki istem dışı- fazla çıktığından ve tekmil köyümüz ahalisi de isteyerek rahatsız olduğundan:Yeşilyurt Karakolu'nun meşşşşhuuuurrr bekçisi Sota İsmet,sotandığı yerden her zamanki mükemmel zamanlaması ile arz- endam ederek, biz önde ve o arkamızda olmak üzere epeyi bir koştuktan sonra,iyiniyetli eğlencemize son verirdi.Hiç yakalanmazdık.O zaman gururla çok iyi kaçtığımızı düşünüyorduk .Amma şimdi tahmin ediyorumki İsmet abimiz de pek yakalama peşinde olmayıp,bize avan tanıyordu.Zaten bir kaç gün sonra karşılaştığımızda bu konuda hiç yüzümüze gelmezdi.Biz de Bekçi Abimize hal hatır sorup uzaklaşırdık.Bu oyun aynı minval üzre sürdü gitti.Bizler büyüdük parkta şarap muhabbeti bitti.Sota İsmet'te anıların sisli tülleri arasında yerini aldı, gözden yitti.

Şimdi düşünüyorum da bunları bugün yapmaya kalkanlara.Bu hoşgörünün binde biri bile gösterilmez.Gerçi böyle tatlı bir zarafet içre,tatlı serserilik yapacak ta yok ya neyse.Üniversiteli genç kızlara şimdi inen acımasızca copları düşünüyorum da,insanlarımız değiştiği gibi,insanlığımız da değişmiş.Her şeyde olduğu gibi olumswuz uçlara,ifrat ve tefrite savrulmuşuz.Hoşgörüsüz katılıklara her alanda çarpa çarpa,taşlaşıyoruz giderek.Taş kalpli,taş insanlar oluyoruz.Sevgiye uzak,kavgaya her an hazır.

Evet Bülentçiğim yine beni dolmuşa getirip yazdırdın.Ama bu iş böyle kuru kuruya gitmiyor.Bir anılar ve dost meclisi tertiplesek te,yazılı muhabbetten şifahi muhabbete geçsek derim.

Sevgiler
Engin Bozdağ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder